Perşembe, Ocak 23, 2025

    Yüzen Evde 3 Yıldır Masal Gibi Hayat!

    Uluslararası firmalarda üst düzey yönetici olarak çalışırken hobi olarak başladığı yelken sporunu yaşam biçimi haline çeviren Neslihan Karayel, en sonunda kara ile bağlantısını tamamen kesip teknede yaşamaya karar vermiş. Hobisini, aldığı eğitimlerle 2005 yılından itibaren profesyonel bir alana dönüştüren Karayel, aynı zamanda Yachtmaster Offshore (Açık Deniz Yat Kaptanı) ve Türkiye Yelken Federasyonu yelkenli yatçılık eğitmeni. Türkiye’nin ilk ve tek kadın yelken inisiyatifi olan Women’s Sailing School’un da kurucusu olan Karayel, Marmaris Netsel Marina’daki “Masalım” adındaki teknesinde yaşamını sürdürüyor.

    Doğanın Bir Parçası Olmak

    Profesyonel olarak çok farklı tekneler kullanıp, konakladığını belirten Karayel, “Minimal yaşamı, hayat tarzı olarak çok önceden benimsemiştim. Doğanın içinde yaşam hep mutluluk ve huzur vermişti. Yıllarca kendime ait teknem olmasını istemiştim, tam bundan vazgeçmeye başlamıştım ki bir fırsat çıktı ve üç yıl önce bu hayali gerçeğe dönüştürebildim. Şu an 2007 model Bavaria 37ft teknemde yaşıyorum. Deniz ve doğa insana özgürlük ve eşitliği adil bir şekilde sunar, doğanın bir parçası olmak insanın ruhuna iyi geldiği gibi, yaşamı sadeleştirerek daha anlamlı kılmanıza rehberlik ediyor. Her an halatlarınızı bırakıp denize açılmanızın mümkün olması, ufkun ötesine geçme hayalinize, sizi daha yakın kılıyor” dedi.

    Yüzen Evde Sabah Duş Yerine Denize

    Neslihan Karayel, “Teknede yaşamanın keyifli yanları nelerdir” sorusuna şöyle cevap verdi; “Her an her şey olabilir diye gülerek güne başlamak, sıradan bir gün pek geçmiyor teknede. Tabii ki insan kara yaşamına göre dizayn edilmiş ama tekne size denizde yaşama şansını sunuyor. Bir koydaysanız yataktan kalkıp duşunuzu denize atlayarak almak, gündoğumu ve günbatımını izlemek, her an hayatınıza yeni dostlukların girmesi. Yüzen bir evde yaşamak ve yeni yerler keşfetmek bilinen en keyifli yanı.”

    Pratik ve Üretken Bir Yaşam

    Denizde olmanın hem pratik hem de üretken bir yaşam sürmenize katkı sağladığına dikkat çeken Karayıl, “Ayrıca ‘Her gün yeni bir gün, o gün de bugün’ yani anda kalabilmeniz daha mümkün. Teknede 12 m2’lik bir iç mekanda yaşıyorsunuz, karada yaşam için bu çok küçük kabul edilebilir. Doğanın içinde olduğunuzda ise alanınız da genişliyor. Bir şeylere sahip olup, biriktirmek ve hep daha fazlasını istemek yerine doğaya ait olmayı seçmek, insanı daha özgür kılıyor” diyor. Hiç hesapta olmayan arızalar, güvenlik, bakım ve yenileme maliyetleri ile son yıllarda büyük oranda artan marina fiyatları ise teknede yaşamanın keyifsiz yanlarını oluşturuyor.

    Her Şeyden Önce Eğitim

    Kendisi gibi hayatına denizin üstünde devam etmek isteyenlere ise şu önemli tavsiyelerde bulunuyor Neslihan Karayel, “Her şeyden öncelikle eğitim ama eğitim derken sadece yelken ve tekne bilgisi ile sınırlamak değil. Denizciliği, kültürü ve görgüsüyle birlikte alacakları bir eğitimden bahsediyorum. Sonrasında farklı teknelerle denizcilik bilgi ve becerilerini geliştirip, nasıl bir teknede yaşamak istediklerine karar vermelerini öneriyorum.”

    Kara Yaşamını Denize Taşıma

    Hayatlarında ilk defa tekneye binmiş insanların hemen tekne alıp kullanmak istemelerinin pek doğru olmayacağını belirten Karayel, “Eğer ikinci el bir tekne alacaksanız bunu mutlaka teknik açıdan profesyonel bir eksper yardımı da alınmalı. Sıfır tekne alıyorsanız da tekneyi teslim alırken deneyimli bir denizci dostunuzun yardımı da önemli olacaktır. Teknenizi kişiselleştirmek, ufak dokunuşlarla teknenizle bütünleşmek çok güzel bir duygu ama evinizi tekneye taşımak gibi bir hayaliniz varsa o zaman hiç tekne almayın derim. Kara yaşamınızı, kesinlikle denize taşımayın” uyarısında bulunuyor.

    Hırslardan Muaf Olma Özgürlüğü

    Sonsuz bir özgürlük ve doğaya karşı bir minnettarlık duyguları ile denizde yaşamaya devam ettiğine dikkat çeken Neslihan Karayel, “Aslına bakarsanız deniz ve tekne yaşamı, hayatın da bir simülasyonu gibi. Deniz yaşamı, insana varoluşsal felsefe ve bilgelik yolunda çok güzel rehberlik ediyor. Daha büyük, daha lüks, her şeyin daha fazlasını istemek bence insanın doğasına aykırı bir durum. Ancak mevcut sistemde yaratılan toplumsal algı, insanın doğanın bir parçası olduğunu unutturmak üzerine kurulmuş. Güç ve hükmetmek hırsı insanlığın çok büyük bir zaafı. Denizle iç içe yaşamı tercih ettiyseniz bu tür hırslardan muaf olmanın özgürlüğünü ve keyfini sürüyorsunuzdur. Oltanızda kaçırdığınız, nedense hep o ‘büyük balık’ var ya, işte sizin hırsınız akşam makarnayla karnınız doyuncaya kadar sürüyor” diyerek sözlerine son veriyor.

    İlgili Haberler

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Son Dakika