Perşembe, Ocak 30, 2025

    Türk Kahvaltısı UNESCO Yolunda!

    Türk kahvaltı kültürü şimdi, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne aday oldu. Türkiye’nin ilk kahvaltı kitabının yazarı, gastronom ve araştırmacı Süleyman Dilsiz, UNESCO’ya başvuru gerçekleştirdi. Zengin çeşitliliği, kültürel derinliği ve sosyal bağları güçlendiren yönüyle Türk kahvaltısı, yalnızca bir öğün değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı olarak da dünya kahvaltı başkenti olmayı hedefliyor.

     

    Dünyanın kahvaltı başkenti

    Geleneksel Türk kahvaltısı, “özgün çeşitliliği, sağlıklı alternatifleri ve deneyim sunma kapasitesi” ile dünyanın kahvaltı başkenti olabilecek potansiyele sahip. Sosyalleşmenin en önemli ritüellerinden biri olan kahvaltı, yalnızca bir öğün değil, aynı zamanda kültürel bir anlam taşıyor. Bu değerli mirasın, küresel gastronomi arenasında hak ettiği bilinirliğe ulaşması büyük önem taşıyor.

    23 Ocak’ta başvuru yapıldı

    Türk kahvaltı kültürü şimdi, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne aday oldu. Türkiye’nin ilk kahvaltı kitabının yazarı, gastronom ve araştırmacı Süleyman Dilsiz, 23 Ocak 2025 tarihinde UNESCO’ya başvurusunu gerçekleştirdi. Zengin çeşitliliği, kültürel derinliği ve sosyal bağları güçlendiren yönüyle Türk kahvaltısı, yalnızca bir öğün değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı olarak da dünyaya örnek olmayı hedefliyor.

    UNESCO’nun Önemi ve Türk Kahvaltısının Küresel Yolculuğu

    Mutfağımızın en değerli vitrinlerinden biri olan Türk kahvaltı kültürünün altyapısının geliştirilmesi, sağlıklı beslenme, gastronomi turizmi ve diplomasi açısından önemli fırsatlar sunuyor. UNESCO, kültürel mirasları koruma altına alarak kültürel çeşitliliğin sürdürülebilirliğini sağlıyor. Türk kahvaltısının UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne alınması, kültürümüzün küresel ölçekte tanıtılması ve gastronomi turizmine büyük katkılar sağlayacak. Aynı zamanda, israf bilinci oluşturma ve toplumsal farkındalığı artırma çabalarına da dikkat çekecek. Birleşmiş Milletler (UN) raporuna göre, kişi başı yıllık 93 kg gıda israfıyla Türkiye’nin dünyada üçüncü sırada yer aldığını hatırlatan Dilsiz, bu başvurunun ekonomik ve sosyal fayda açısından da kritik bir adım olduğunu vurguluyor.

    Türk Kahvaltısı: Bir Öğünden Fazlası

    Türk kahvaltısı, sabah çorbasından süt ürünlerine, hamur işlerinden içeceklere, zeytinden yeşilliklere kadar uzanan geniş çeşitliliğiyle dünya mutfağındaki geleneksel kahvaltılarla ortak tatlara ev sahipliği yaparak adeta bir kavşak noktası konumunda. Ayrıca, içerdiği zenginlik sayesinde Akdeniz diyetinden vegan, vejetaryen ve paleo gibi farklı beslenme tercihlerine sahip her dünya vatandaşının damak zevkine hitap ediyor. Bu zenginlik, kahvaltıyı sosyalleşme ritüelinin ötesinde, gastronomi ve kültür turizminin de güçlü bir parçası haline getiriyor.

    100’den fazla yöresel tarif

    “Anadolu, gerçek kahvaltı zenginliğinin membasıdır” diyen Süleyman Dilsiz, şunları söylüyor: “Bursa’nın yumurta dolmasından Kastamonu’nun saraylısına, Samsun’un çakallı menemeninden Ege’nin otlu omletlerine, anonim yumurtalı ekmek ve çılbır tarifine kadar Türkiye’nin dört bir yanında yumurta kullanılarak yıllardır uygulanan 100’den fazla yöresel tarif bulunuyor. Peynir çeşitliliğimiz ise eşsiz; İzmir ve Erzincan’ın tulum peyniri, Kars’ın kaşar, gravyer ve çeçil peynirleri, Van’ın otlu peyniri ve Konya’nın küflü peyniri gibi 150’den fazla peynir türü sofralarımızı süslüyor.”

    İsrafın önlenmesi için çağrı

    Dilsiz, “Ayrıca, 12 farklı sofralık zeytin çeşidiyle kahvaltı sofralarımız kültürel bir şölen niteliğinde. Bu başvuru yalnızca gastronomik değer oluşturmuyor; aynı zamanda israfın önlenmesi ve sağlıklı toplum inşası için de bir çağrıdır. Kahvaltı kültürümüz, toplumsal israf farkındalığını artırmak adına önemsenmeli, aynı zamanda ekonomik ve sosyal fayda sağlamak için bir marka değeri haline getirilerek uluslararası platformda hak ettiği yere taşınmalıdır” diyor.

    Türk Kahvaltısının Kültürel Derinliği ve Bölgesel Zenginlikleri

    Türk kahvaltısı, bölgesel zenginlikleri ve yerel lezzetleriyle adeta bir gastronomi hazinesi sunuyor. Çanakkale’nin Ezine peyniri ve domatesi, Balıkesir’in sepet ve isli mihaliç peyniri, Antalya’nın söğle peyniri ve turunç reçelleri, Van’ın otlu peyniri, Diyarbakır’ın örgü peyniri, Adana’nın ciğeri, Gaziantep’in kahkesi ve fıstıklı katmeri, Uşak’ın döndürmesi, peksimeti ve sürtülmüş haşhaşı kahvaltı sofralarını süsleyen değerli lezzetlerden sadece birkaçıdır.

    Kültürel miras yöresel lezzetler

    Afyon’un sucuğu, ağzıaçığı ve kaymağı, Amasya’nın sini böreği, Bartın’ın nokulu, Burdur’un akçakatığı, Van’ın cacığı, kavutu, murtugası, Tokat’ın zambak reçeli, Iğdır’ın tomast peyniri; Marmaris’in çam balı, Rize’nin Anzer balı, Pervari balı kahvaltıya eşlik eden diğer tatlar arasında yer alıyor. Aydın’ın avukma salatası, İzmir’in boyozu ve otlu omletleri, Artvin’in kalacosu, kayganası ve siloru, Trabzon’un Laz böreği, mısır ekmeği ve tereyağı, Osmaniye’nin yoğurtlu kömbesi, Sivas’ın katmeri, pastırması, Muğla’nın kovan tereyağı, Mersin’in domates reçeli ve sıkması da sofralara benzersiz bir tat katıyor. Erzurum’un dut çullaması, lalangası ve ketesi; Hatay’ın tuzlu yoğurdu ve sürk peyniri, Kayseri’nin çemeni ve yağlaması (şebit) kahvaltı kültürümüzün eşsiz çeşitliliğini gözler önüne seriyor. Bu yöresel lezzetler, kahvaltının yalnızca bir öğün değil, aynı zamanda bir kültürel miras olduğunu kanıtlıyor.

    Kahvaltının Geleceği İçin Bir Çağrı

    Türk kahvaltısı, kültürel mirasın korunması, gastronomi turizmi ve sağlıklı yaşamın teşviki açısından bir dönüm noktası olabilir. Dilsiz, serpme kahvaltılardaki israf sorununa da dikkat çekerek, kaynakların verimli kullanımı ve geleneksel mutfak kültürümüzün modern dünyada sürdürülebilir bir şekilde yer alması gerektiğini ifade ediyor. Bu başvurunun, Türk kahvaltısının dünya sahnesinde hak ettiği yere ulaşması için önemli bir adım olması bekleniyor. Kültürümüzün eşsiz mirasını UNESCO listesinde görmek için hep birlikte bu sürece destek olalım!

    Süleyman Dilsiz Kimdir?

    Süleyman Dilsiz, gastronomi, yerel kalkınma ve mutfak kültürü alanında önemli çalışmalara imza atmış bir araştırmacı, yazar ve gastronomdur. Uşak’ta doğmuş, lise eğitimini İzmir Bornova Anadolu Lisesi’nde tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi’nde işletme eğitimi almıştır. Sabancı Üniversitesi Girişimci Geliştirme Programı’nı tamamlayan Dilsiz, kariyerine yabancı sermayeli şirketlerde iş geliştirme, satın alma ve tedarik zinciri yönetimi alanlarında üst düzey yönetici olarak devam etmiştir.

    Türkiye’nin ilk yerel sorgulama modeli

    2005 yılında yayımladığı “Yeşil Külçe” kitabıyla Türkiye’nin ilk yerel sorgulama modelini geliştiren Dilsiz, bu çalışmasıyla 2006 yılında JCI Türkiye tarafından “Türkiye’nin En Başarılı 10 Genci” ödülüne layık görülmüştür. Aynı yıl, Yerel Medyacılar Birliği tarafından “Halk Kahramanı Genç Lider” unvanını almıştır. Çalışması, TÜSİAD-SABANCI Üniversitesi Rekabet Forumu tarafından yayımlanmıştır. Yerel kalkınma ve gastronomi alanındaki çalışmalarını ulusal ve uluslararası platformlarda sunmaya devam etmektedir.

    Anadolu’nun zengin mutfak mirasi

    Gastronomi alanında “Yeni Türk Mutfağı” yaklaşımını benimseyen Dilsiz, Akdeniz ve paleo beslenme tarzlarını Anadolu’nun zengin mutfak mirasıyla harmanlamış, modern beslenme ihtiyaçları ve alerjen-intolerans hassasiyetlerini ön planda tutmuştur. 2021 yılında yoğurdun, 2025 yılında ise Türk kahvaltı kültürünün UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne alınması için ilk başvuruyu gerçekleştirmiştir.

    Bilgi birikimini paylaşıyor

    Dilsiz, ulusal ve uluslararası gastronomi festivalleri, kongreler, üniversiteler ve çeşitli etkinliklerde seminerler, söyleşiler ve atölye çalışmaları düzenlemekte; bilgi birikimini paylaşmaktadır. Alaçatı Ot ve Urla, Mardin, Bodrum, İspanya San Sebastian ve Cadiz gastronomi festivallerinde etkin rol oynamış; televizyon programlarında gastronomi uzmanlığı yapmış ve restoranlara menü danışmanlığı hizmeti vermiştir. Türk mutfağının zenginliğini modern dünyaya taşıma misyonuyla yayımladığı kitaplarıyla dikkat çeken Dilsiz, aynı zamanda ulusal gazetelerde köşe yazarlığı yapmakta ve gastronomi üzerine makaleler kaleme almaktadır. Süleyman Dilsiz, gastronomi ve yerel kalkınma alanındaki çalışmalarıyla Türkiye’nin kültürel mirasını koruma ve tanıtma misyonunu başarıyla sürdürmektedir.

    İlgili Haberler

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Son Dakika