Perşembe, Ocak 30, 2025

    Kartalkaya’da 78 Kişi Yandı! Kaza mı, Cinayet mi?

    Kartalkaya’da 78 kişi yandı.
    Yanarak öldüler.
    Yanarak…
    Ateşin rengi kırmızı değil, karadır bazen.
    Dumanı gökyüzünü sararken, gölgeler kalır geriye.
    Bir çocuk vardı orada, adını bile bilemedik…
    Eli oyuncak arabasında, gözleri kapkara is içinde…
    78 kişi yandı.
    Yanarak öldüler.
    Yanarak…
    Bir ateşin içinde, dumanın ortasında, çıkışı olmayan bir koridorda, canlarını teslim ettiler.
    Kimi çocuğunu kucağına aldı, korumaya çalıştı.
    Kimi el ele tutuştu, birlikte ölmeyi seçti.
    Kimi koştu, ama nereye koşacağını bilemedi.
    Şimdi otel yanmadı, külleri bile kalmadı.
    Ama dillerde tek bir cümle var:
    “Bu bir kaza mıydı, yoksa cinayet mi?”
    Ve biz biliyoruz ki, bu bir kaza değildi.
    Bu, her felaket gibi göz göre göre gelen bir kıyımdı.
    Denetimsizliğin, umursamazlığın, rant uğruna insan hayatının hiçe sayılmasının sonucu…

    BİR DAMAT, BİR “GAYRİRESMİ” MÜDÜR VE BİR ODUNCU

    Şimdi herkes konuşuyor…
    Otelin genel müdürü diyor ki, “Ben sorumlu değilim.”
    Otel müdürü diyor ki, “Ben gayriresmiyim.”
    Bir diğeri diyor ki, “Ben sadece damadım.”
    İnsan düşünüyor…
    Bu insanlar otelin yönetimindeydi ama sorumlu değillerdi!
    Peki, kim sorumlu?
    Ve Halit Ergül…
    Otelin sahibi.
    Oduncuymuş.
    Evet, Türkiye’de böyle.
    Oduncu olursun, otel patronu olursun.
    İnşaatçı olursun, sağlık bakanı olursun.
    Muhasebeci olursun, uçak teknisyeni olursun.
    Hiçbir şey olamazsan, bakanın damadı olur, müdürlük yaparsın.
    Sonuç?
    İşte sonuç burada: 78 ölü.

    YANAN SADECE İNSANLAR MI?

    Yangından bir gün önce yangın tüpü 414 TL.
    Yangından bir gün sonra 735 TL.
    Düşünebiliyor musunuz?
    O an, cesetler daha soğumadan, insanlar hala yas tutarken, birileri fırsatçılıkla para kazanmanın derdine düşmüş.
    Yangında insanlar değil, vicdan da yanmış.
    Onu söndürecek bir tüp var mı?

    SİYASETİN DUMANI

    Bu ülkede her felaketin ardından olduğu gibi, hemen suçlu aranıyor.
    Bolu Belediyesi mi?
    Kültür ve Turizm Bakanlığı mı?
    Özel idare mi?
    Gerçek şu ki…
    Bu yangın hepimizin eseri.
    Denetimsizliğin, liyakatsizliğin, umursamazlığın, “Bize bir şey olmaz” zihniyetinin sonucu.
    Bu ülkede her şey olursunuz, ama sorumlu olmazsınız.
    Bolu Belediyesi diyor ki, “Biz 40 gün önce denetledik.”
    Eee?
    Ne değişti?
    40 gün sonra otel yine yanmadı mı?
    Demek ki denetim bir rapordan ibaret.
    Peki ya Kültür ve Turizm Bakanlığı?
    “Bizim yetkimizde” diyor.
    Ama kimsenin istifa ettiği yok, kimse hesap vermiyor.
    Yani, bir yangın söndü, ama asıl yangın devam ediyor.

    DÜNYA YANIYOR, BİZ SEYREDİYORUZ

    Geçenlerde Kaliforniya’da bir yangın çıktı.
    Los Angeles Belediyesi geçen yıl itfaiye bütçesini 18 milyon dolar kestiği için itfaiye yetersiz kaldı.
    25 kişi öldü.
    Bizim ülkemizde de tıpkı buna benzer bir tablo var.
    Ödenekler başka yerlere gittiği için, denetimler göstermelik olduğu için, 78 kişi kül oldu.
    Ama biz unutacağız.
    Tıpkı Soma’yı unuttuğumuz gibi.
    Tıpkı Çorlu tren kazasını unuttuğumuz gibi.
    Tıpkı Ermenek’i, Hendek’i, Kahramanmaraş depreminde kaybettiğimiz on binleri unuttuğumuz gibi.
    Ve sonra bir gün başka bir otel yanacak.
    Başka çocuklar ölecek.
    Başka müdürler, başka damatlar, başka patronlar yine “Biz sorumlu değiliz” diyecek.
    Sorumlu kimse olmayacak.
    Ve biz yine unutacağız.
    Küller savrulurken, adlarını bile hatırlamayacağız.
    Hangi oteldi, hangi şehirdeydi, kaç kişi ölmüştü?
    Ve biz haberleri izlemeyi bırakacağız, çünkü…
    “Moralimiz bozuluyor.”
    Ama vicdanı olanlar biliyor ki, bu yangının külleri içimize sinmiştir.
    Ve bir gün o küller hepimizin boğazına oturacaktır.
    İlgili Haberler

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Son Dakika