Sağlıksız beslenme, değişen toplumsal alışkanlıklar ve dijital platformlarda vakit geçirmeleri nedeniyle çocuklarda obezite, dünyada ve ülkemizde hızla artıyor. Artık bebeklik ve küçük çocukluk döneminden itibaren görülen obezite sorunları çocukların gelişim sürecinde pek çok hastalıkla mücadele etmelerinin de önünü açıyor. Özellikle psikolojik problemlere de neden olan çocukluk çağı obezitesinin vakit kaybedilmeden tedavi edilmesi önem taşıyor.
Özellikle Çocukluk yaşlarında görülen bu soruna dikkat çeken Amerikan Hastanesi doktorlarından Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Aşık, çocukların beslenme yönetiminin doğru yapılamaması veya bir nevi bu yönetimin çocuklara bırakılması sonucu çocuklar arasında da obezite ve şeker hastalığı oldukça yaygınlaştığımı belirtiyor.
Bodrum Amerikan Hastanesi Endokrinoloji Kliniği ve kendi özel kliniğinde Endokrinolog olarak çalışan Prof. Dr. Mehmet Aşık, “Çocuk Obezitesi” ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi;
“Obezite ve şeker hastalığı günümüzde artık salgın halini almıştır. Günümüzde özellikle çocukların beslenme yönetiminin yapılamaması veya bir nevi bu yönetimin çocuklara bırakılması sonucu çocuklar arasında da obezite ve şeker hastalığı oldukça yaygınlaşmış durumdadır.
Geçmiş yıllarda çocuklarda daha çok Tip-1 diyabet dediğimiz, başladığı zaman önlenemez insüline bağımlı diyabet tipini görürdük. Bu tip diyabet daha çok çocuklarda görülse de nispeten nadir görülen bir hastalıktır. Ama Tip-2 diyabet dediğimiz kilo fazlalığına bağlı ve daha çok erişkin yaşlarda ortaya çıkan şeker hastalığı tipini çocuklarda neredeyse hiç görmezdik. Ancak günümüzde kilo fazlalığına bağlı şeker hastalığı tipini çocukluk çağında giderek daha fazla görmeye başlar olduk.
Çocuklar İle Ebeveynler Arasında Tablet Savaşları!
Tabii ki bu durumun oluşmasını kolaylaştıran birçok etken var. Çocuklar eskisi gibi sokaklarda koşturup oyun oynamıyorlar. Teknolojinin gelişmesiyle 20-30 yıl öncesinde her hanede bile olmayan o kocaman bilgisayarlar herkesin alabileceği ve her yerde kullanabileceği kadar küçük hale geldi. Eskiden erişkinlerin elinde olan tablet ve telefonlar artık neredeyse ailedeki her bir bireyin elinde olabilecek hale geldi. Bu küçük aletler o küçük beyinleri esir aldılar.
Her yerde artık çocuklarla ebeveynlerinin arasındaki tablet savaşlarına şahit olmaktayız. Etrafta bazen 1-2 yaşındaki çocukların eline oyalanmaları için verilen telefonların ilerde ebeveynlerin ve o çocukların başına açılacak dertleri düşününce içime fenalık gelmiyor değil. Bize gelen kilolu çocuk hastalarımızla ebeveynler arasındaki en büyük çatışmalardan birisi bu maalesef. Tabii ki çocuk ekran başında daha çok vakit geçirmek isteyince spor aktivitelerinden de olabildiğince kaçınma eğilimine girmektedir.
Bir başka nedense ebeveynlerin, çocuğun gıda yönetiminde maalesef. Enteresan bir durum, gebe hastalar karnındaki bebeğin iyi olabilmesi için her türlü fedakarlığı yapmaya hazırdır. Çok iyi beslenir, olabildiğince problemli gıdalardan kaçınmaya çalışır. Genelde doğum sonrası ilk 2-3 yılda da bu davranış devam eder. Sonrasındaysa artık o çocuğun doğru beslenmeye ihtiyacı kalmamış gibi inanılmaz kötü bir beslenme tarzına izin verme durumu başlar. Çocukların çikolata, şeker, fast food yemesinde ebeveynlerince inanılmaz bir tolerans vardır.
Gıda Seçimlerinde Çocuk Ebeveyn Eğitimine İhtiyaç Duyar
Bir kere ebeveynlerin şunu bilmesi lazım, yeme disiplini erken yaşlarda başlar. Çocuk büyüdükçe bu disiplini oturtmak güçleşir. 5 yaşında çocuğa oturtturamadığınız yeme disiplinini 7 yaşında veya daha ileri yaşlarda oturtmak daha zordur. Hele ergenlik denen neredeyse tüm ebeveynlerin kâbusu olan bir dönemde bunu yapmaya çalışırsanız saç baş yolarsınız. Gıda seçimleri konusunda çocuğunuz sizin eğitim vermenize muhtaçtır. Seviyor, istiyor, başka bir şey yemiyor diye bu tarz gıdaları vermeye devam ederseniz, bu sizin önünüze eninde sonunda problem olarak dönecektir. Bu kilo fazlalığı veya şeker hastalığı olabildiği gibi, bu tarz gıdaların tetiklediği birçok hastalığa da davetiye çıkarabilecektir.
En büyük sorunlardan birisi de kilolu çocukların erken ergenliğe girebilmesi. Özellikle 6 yaşından sonra ciddi kilo alan çocuklarda ergenlik erken yaşlara kayabiliyor. Bu çocuklar yaşıtlarına göre hızlı büyüse de, fazla kilolu olmak ergenliği erken yaşa alıp kemik uçlarını vaktinden önce kapatmaktadır. Maalesef bu çocukların büyümesi erken durunca, ilerleyen yaşlarda hem yaşıtlarından boy olarak geri kalmakta, hem de hedef boylarına ulaşamamaktadırlar. Özellikle 6-15 yaş döneminin normal kilolarda geçirilmesi, çocukların ideal boy uzaması için oldukça önemlidir.
Obezite İle Mücadele Uykuyla Başlar!
Peki neler yapabiliriz? Çocukların uykularının düzenli olması gerekir. Uykusuzluk çocukta olsun erişkinde olsun kilo almayı kolaylaştırır. Çocukların geç saatlere kadar oturmalarına izin verilmemelidir. Damak zevki ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları erken yaşta aile içinde kazanılmaktadır. Bu nedenle anne-babaların ve ailenin diğer bireylerinin kendi beslenme tarzları ve hareketleri ile çocuklarına doğru örnek olmaları gerekir. Özellikle 7 yaşına kadar çocuklara şekerli ve gazlı içecekler verilmemesi gereklidir.
Lifli gıdalar ve tam tahıl ürünlerinin tüketilmesi teşvik edilmelidir. Şekerli, gazlı içecekler, yüksek enerjili içecek ve gıdalar, hazır gıdalar, ayaküstü hızlı tüketilen gıdaların tüketimi engellenmelidir. Özellikle kahvaltı öğünü olmak üzere hiçbir öğün atlanmamalıdır. Televizyon, tablet, telefon süresi toplamda günlük 2 saati geçmemelidir.
Kısıtlamaları Ailece Yapmak Süreci Hızlandırıyor
Bir şeyler yerken kesinlikle ekran seyredilmemeli veya tablet-telefonla meşgul olunmamalıdır. Özellikle abur-cubur, fast food reklamlarına çocukların maruz kalması engellenmelidir. Mutlaka haftanın 2-3 günü düzenli bir spor aktivitesi yaptırılmalı, diğer günlerde en azından yürüyüş veya park ortamına çocuk alınarak aktivitesi artırılmalıdır.
Ayrıca şunu unutmamak gerekir ki çocuk evde tek başına diyet yapamaz. Karşısında kola içip, abur cubur, fast-food yiyip sana yasak, sen yiyemezsin denemez. Sağlıklı beslenme, ekran süresine uyma gibi kısıtlamaları, tüm aile birlikte yapmalısınız. Yeme içmenizi, ekran sürenizi ona örnek olacak şekilde düzeltmelisiniz. Yoksa bu sorunun üstesinden gelmeniz oldukça güçleşir.
Prof. Dr. Mehmet Aşık Hakkında
Gazi üniversitesi tıp fakültesinden 2000 yılında mezun olan Dr. Mehmet Aşık, iç hastalıkları uzmanlığını Ankara üniversitesinde, endokrinoloji uzmanlığını ise Başkent üniversitesinde tamamlamıştır. Çanakkale üniversitesindeki çalışmaları sonucunda 2014 yılında doçentlik unvanını, 2022 yılında profesörlük unvanını almıştır. 25 yıllık hekimlik kariyerinde yurdun çeşitli şehirlerinde üniversite, devlet ve özel hastanelerinde görev yapıp birçok akademik çalışmaya imza atmıştır. Halen Amerikan Hastanesi ve kendi özel kliniğinde endokrinoloji uzmanı olarak çalışmaktadır. Diyabet, obezite, tiroit, hormon hastalıklarıyla ilgili hizmet vermektedir. Tiroit ultrasonu kullanma, tiroit nodül biyopsileri, tiroit nodüllerine alkol ve radyofrekans tedavi, ameliyatsız tiroit nodülü tedavileri gibi bir endokrinolog için ekstrem işleri de aldığı ekstra eğitimlerle uygulamaktadır.