Perşembe, Ocak 30, 2025

    Prof. Dr. Akın, Bolu’daki otel faciası sonrası toplumsal duyarlılığa dikkat çekti

    İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Akademide Etik Derneği Başkanı Prof. Dr. Esra Akın, “Duymak, acıyı anlamak, farkına varmak, sezmek, yorumlayabilmek ve ona göre yaşam şeklini yönetmek oldukça önemli. Çünkü ancak o zaman gerçekten insan olabiliyoruz. İnsan olabilmek demek başkasını anlayabilmek, acısına sessiz kalamamak, onu duyabilmek demek” dedi.

    Zihinlerde soru işaretleri uyandırdı

    Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de 21 Ocak’ta sabaha karşı çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetmişti. Facia sonrası yanan otel çevresinde kayak yapan tatilcilerin sosyal medyada hızlıca yayılan görüntüleri, toplum tarafından tepkiyle karşılanmıştı. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Akademide Etik Derneği Başkanı Prof. Dr. Esra Akın, herkesi derinden etkileyen bu acı olayın, aslında farklı boyutlarda da zihinlerde soru işaretleri uyandırdığını vurguladı. Böylesi felaketler geçmişten bugüne değerlendirildiğinde birçok etkenle karşı karşıya kalınmakta olduğunun altını çizen Prof. Dr. Akın, “En çok da belki kendimize soruları yöneltmek, özellikle bireysel kapsamdaki kendi sorumluluklarımızı yeniden hatırlamak ve bu kapsamda da toplumsal bir dokunuş süreci içerisinde olmamız gerekmektedir. Geçmişten günümüze baktığımızda, değerler sisteminde bazı kıymetli olan kavramların yavaş yavaş yerini değiştirdiğini görmekteyiz. Etik düşünmek, etik duyarlık eksenlerinde yaşamlarımızı yönetebilmek, bu kapsamda doğru davranış ve tutumları sergileyebilmek oldukça önemli” diye konuştu.

    “İnsan olabilmek, başkasını anlayabilmek demek”

    “İnsanların iyiliğini düşünmek, gönenci için uğraşmak, onların onurunu koruyacak şekilde davranmak, onlara zarar vermeyen süreçler içerisinde yer almak ve özellikle merhamet, vicdan kavramları ekseninde yaşamlarımızı şekillendirebilmek çok önemli” diyen Akın, şunları kaydetti: “Yaşadığımız acı olayın etkilerinde bireysel sorumluluklarımızın farkına varmak kadar sonrasında da nasıl davrandığımız oldukça önem arz etmekte. Böylesi yaşanmış bir acı olayın ardından hala yaşamların belli noktalarda akabinde devam etmesi, zihinlerimizde bazı soru işaretlerini de beraberinde getirmiştir. Çünkü duymak, acıyı anlamak, farkına varmak, sezmek, yorumlayabilmek ve ona göre yaşam şeklini en azından belli bir süreç dahilinde, ardından gelişen belli günler dahilinde yönetmek oldukça önem kazanmaktadır. Çünkü ancak o zaman gerçekten insan olabiliyorsunuz. İnsan olabilmek demek başkasını anlayabilmek, acısına sessiz kalamamak, onu duyabilmek demek. Tam da bu noktada olduğunuzda özellikle merhamet, vicdan süzgecinden geçirdiğiniz noktada etik düşünüşe yönelmiş oluyorsunuz. Bu konuştuğumuz konular aslında gündeme dahi gelmemiş olabilmekte.”

    “Bizleri üzen farklı davranış ve tutumlar olabilmekte”

    Toplumda aynı zamanda etik düşünüşe sahip, etik tutum içerisinde davranışlarını yönlendiren bireylerin iyiliğini önemseyen kişilerin de bulunduğunu aktaran Akın, “Fakat zaman zaman, her toplumda olabildiği gibi bizim içimizde de özellikle belki 21. yüzyılın tüm dünya üzerinde getirdiği etkilerden dolayı farklı düşünüşler, farklı yaklaşımlar, hatta bizleri üzen, gördüğümüzde anlamlandıramadığımız ne yazık ki davranış ve tutumlar olabilmekte. Değerler öğretiminin yeniden ele alınması, etik ilke ve değerler doğrultusunda yaşamanın öneminin ortaya konulması kaçınılmazdır. Çünkü etik; ‘Mutlak iyi nedir? Mutlak doğru nedir? Ne ile imkanlıdır? Doğruya ve iyiliğe yönelmek neden anlamlıdır?’ Bunu inceleyen bir disiplindir” açıklamalarına yer verdi.

    Etikle küçük yaşta buluşmanın önemine vurgu

    Prof. Dr. Esra Akın, sözlerine şu şekilde devam etti: “Çok küçük yaşlardan itibaren etikle buluştuğumuzda, etik ilke ve değerlerin önemini idrak ettiğimizde, değerler öğretimimiz gerçekleştiğinde, özellikle ‘neyi neden yapmalıyım?’ ya da ‘yapmamalıyım’ düşüncesini içselleştirdiğimizde ve bir olay karşısında herhangi bir davranışımıza karar verirken, vicdanımızın önemini ortaya koyduğumuzda, bunların anlamlılığına inandığımızda zaten farklı boyutlarda farklı başlıklar üzerine odaklanacağız. Devam eden kayak süreçlerini ya da deprem felaketi gibi ülkemizi çok derinden etkileyen yaşadığımız olay sonrası insan davranışına belki de yakıştıramadığımız davranışları konuşmuyor olacağız. Farkına varmak, etiğe yönelmek, etik düşünmenin önemini algılatmak ve çok küçük yaşlarda bir eğitim sistemi içerisinde olabilmek gerçekten çok önemli.”

    ‘Başkalarının iyiliğine odaklanmak’

    Yaşam içerisinde farklı olaylar ve durumlarla karşı karşıya kalınabildiğini de ifade eden Akın, “Her zaman bizi mutlu eden, bizi sevindiren durumlar değil acı veren, üzüntü veren belki ciddi anlamda yas süreci içerisinde kalmamıza neden olan durumlarla karşı karşıya kalabilmekteyiz. Her ne şart olursa olsun, insan olduğumuzu unutmamak ve içinde bulunduğumuz zorlu durumlardan, karanlık günlerden aydınlığa çıkmamızın belki de en önemli bileşenin ‘insan özüne yakışır kavramlar ekseninde davranmak’ olduğunu hatırlamak ve bunlar doğrultusunda sadece bireyselliğimizi değil, başkalarının da iyiliği üzerine odaklanarak yaşamlarımızı devam ettirmek, bizleri anlamlı kılacak. Böylesi zorluklardan çıkartacaktır diye düşünüyorum. Bu süreci yönetirken de bireyler toplumu oluşturur. Bireylerin o kıymetli değişim ve dönüşüm süreci toplumun da bu kapsamda sağduyu kazanmasına, iyiliğe yönelmesine neden olacaktır. Bireysel sorumluluklarımız oldukça önemli. Etiğe ulaşmak, etikle beraber yol almak bizi besleyecek, değiştirecek ve dönüştürecektir. Doğruluk ve iyilik etik ekseninde şekillendiği için ve merkezine insan onurunu alan yaklaşımlarla beraber yolculuğumuza devam etmek oldukça önemlidir” ifadelerini kullandı.

     

    İlgili Haberler

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz

    Son Dakika