(XBodrum/Özel Haber)
Bol bol yağmur yağıyor, her taraf yemyeşil otlarla doldu, çarşı pazar şenlendi. Bilenler Bodrumluların ev sevdiği otları kendileri toplayıp birbirinden güzel ve sağlıklı yemekler yapmaya başladı. Bunlardan biri de Gülsen Öğer. Çocukluğunda edindiği ot toplama alışkanlığını halen devam ettiren Gülsen Öğer, 70 yaşında ve doğma büyüme Bodrumlu. Doğal olarak otlarla iç içe büyümüş. 11-12 yaşından itibaren ot toplamaya başlamış annesi ile birlikte. Doğal yaşamın içine doğduğu için ot toplamaya ve öğrendiklerini gelecek nesillere aktarmaya, bıkmadan usanmadan devam ediyor. Bunu bir sonradan gelen bir mecburiyet değil hayat biçimi olarak benimsemiş.
Bodrum’da Çok Ot Var
Gülsen Teyze, “Bodrum’da istemediğin kadar çeşit ot var, hangisini sayayım…” diyerek başladığı sözlerini şöyle sürdürüyor; “İlmik deriz biz, başka yerde ebegümeci diyorlar. Alegümeç deriz o da şu ot, labada… Ebegümeciyi sıyırıp ayıklarız liflerini. Haşla, ister limonlu, zeytinyağlı, sarmısaklı yap, ister suyunu sıktır biraz yoğurtlu yap, üzerine tereyağı ile pul biber kızart dök, öyle de çok lezzetli olur. Deli kenker, tilkişen, şevketi bostan, devetabanı, diken otu vardır yine kavurarak yenir…”
Yeni Nesil İlgi Göstermiyor
Gülsen Öğer’e göre artık eski ilgi kalmadı otlara, yeni nesil pek ilgilenmiyor bu işlerle. Eski insanların daha sağlıklı olmasının nedenlerinden birinin de yeşil beslenme olduğunu belirtiyor Gülsen Teyze ve şunları söylüyor: “O zaman her şey doğaldı. Gübre yoktu, ilaçlama yoktu mesela. Şimdi bilemiyoruz, her tarafta ilaç var. Sebzeye verilen ilaçlar, tabii ki toprakta da kalıyor ve bir dahaki mahsulde etkisini gösteriyor. Zaten eskisi kadar rahat ot bulamıyoruz. Artık gidip dolaşmak, aramak gerekiyor. Eskiden mesela bir tarladan bir tarlaya geç bulurdun hemen aradığını. Şimdi öyle değil. Şimdi dağ eteklerinde, yamaçlarda zor bulunuyor. Özellikle kenkeri bulmak çok zorlaştı. Diğerleri bir şekilde bulunur yine, onlar mevki mevki çıkar. Ama kenker bulmak öyle kolay değil. Kazayağı, devetabanı mesela sulu yerlerde, nemli yerlerde çıkar. Onları da bilmek gerekiyor.”
İyice Temizlenip Haşlanacak
Gülsen Öğer, favori yemeklerinden biri olan kenker dolmasının nasıl yapıldığını ise şöyle anlattı: “Dağdan topladığım kenkerleri önce temizlerim. Toprağından arındırırım. İyice yıkadıktan sonra leğenin içinde ıslatırım. Sonra ocakta kaynattığın suda haşlarım biraz. Haşladıktan sonra üstündeki zar vardır bunun, böyle tuttun mu o da temizlenir. İçine koyacağım pirincimi 1 saat öncesinden ıslatırım. Harcına, küçük küçük doğramak şartıyla bol kuru soğan eklerim. Ondan sonra iyice sarartırım ben bunu, kavururum. Pirincini koyarım içine yıkayıp. Sonra yeşilliklere gelir sıra; bir demet dereotu, bir demet nane, bir demet maydanoz, taze soğan, kuru nane, karabiber koyarım içine. Onları da harcın içine karıştırırım.”
Çok Lezzetli Bir Yemek
Malzemeler hazırlandıktan sonra işin ustalık kısmına geçen Öğer, kenker dolmasının pişirilmesini de şöyle tarif ediyor; “Haşlanmış kenkeri göbeğinden tutup avucumun içine yatırırım. Sonra dallarını birleştirip içine harcını koyarım. İple sardığım kenker dolmalarını tencereye dizerim. Onlar suda pişerken yumurtalı harç hazırlarım. Böyle bulamaç gibi akan bir hamur olur. Pişen dolmaları da içine yatırırsın sağlı sollu. Onları da alır kızgın yağda kızartırsın. Böyle çıtır çıtır olur. Ondan sonra yeme de yanında yat. Çok güzel ve lezzetli bir yemek olur.”